top of page

Faiz-Enflasyon (Hangisi Sebep Hangisi Sonuç) M.B. P. P. K.


Normalde şöyle olur!


Önce, gerçeklere göre politika belirlenir: kabaca söylersek; "para arzı şu, para talebi bu, kur seviyesi şurada enflasyon burada..." diye durum tespiti yapılır, öngörüler (temenniler değil) iktisadi ilkelere göre ortaya konur ve politika belirlenir. Para politikası...


Sonra, uzmanlar bu politika doğrultusunda raporlarını (görünüm ve öngörülere dayanan eylem takvimi) hazırlarlar, grafiklerle beslerler bu raporu. Bir nevi basın açıklamasıdır bu, yani en azından Kurul toplantısının sonunda yapılan açıklama bu raporların bir kısmı ya da özeti gibidir.

Para politikasının görünen yüzü, basına yansıyan, halka gösterilen çalışma biçimi budur.


Peki nasıl oluyor?

Para Politikası Kuruluna (aslında doğrudan Merkez Bankası Başkanına) talimat geliyor, faiz indirilsin ya da yükseltilmesin diye. Böyle olunca politika belirlenmiş oluyor ve uzmanlara düşen de buna rapor uydurmak oluyor. İçine hiçbir şey koymadığın kağıttan yapılmış bir kutuyu süslü bir pakete koyup hediye etmek gibi. Hediyeyi alan birinin bundan memnun kalması mümkün mü? En fazla, paketi görenler “iyi paketlenmiş ama” diyebilir. Ne kıymeti var? İşte bu raporlar da böyle oluyor. Talimatla faiz iniyor, enflasyon kur politikası filan kalmıyor da ortada, açık piyasa işlemleri ya da diğer araçlarla para piyasasına müdahale çabalarından ibaret bir politika belirleniyor. Bu da esas itibarıyla bir politika değil kısa dönem hareket(eylem) takvimi.


Uzman, bu içi boş, kağıt kutuyu ambalajlamak için önce durum raporu yazıyor. En azından bunun normal versiyondaki durum raporuyla aynı olması beklenir değil mi? Zira gerçeği yazacaksın duruma; enflasyon 50 ise 40 diyemezsin ki! Ancak bu bile olmuyor. “Biz bundan sonra falanca enflasyonu kıstas alacağız.” gibi argümanlar üretiliyor, gerçekten kopuluyor. Raporun gövdesini oluşturan öngörülerle karışık hedefleri allayıp pullayarak Süslü Pakize'yi el önüne çıkarıyor Rapor.


Mesela diyor ki;

  • “ Enflasyon görünümünde etkili olan geçici unsurların Türkiye’de etkisini yitireceğini öngörüyoruz. Rezervlerdeki artışın devam edeceğini öngörüyoruz (hedef gibi sanki değil mi?) Çekirdek enflasyon göstergelerinin yakın dönem eğiliminde yavaşlama görüyoruz. (Bakın burası tam öngörü-hedef bileşkesi, patatesli kaşarlı gözleme gibi: ) Bir kere eğilim, geçmişe bakarak geleceği tahmindir ama kısa dönemli filan olmaz, sürekli değişen, günlük verilerle takip edilen bir değişken için yakın dönem tabiri değil kısa dönem tabiri geçerlidir ve enflasyon verisi için aylık hesaplansa da tüm ekonomik değişkenler için neredeyse ortak olmak üzere “çeyrek” yani üç ay, kısa dönemi ifade eder. Bu “yakın dönem eğilimi” tabiri ne diyeceğini bilemeyenlerin yukarıda adı geçen Pakize’yi allama pullama operasyonunda bulunan ve bulanın herhalde severek kullandığı bir malzemedir (süsleme malzemesi, belki fondöten) Ayrıca burada zihinde tasarlanan şey hedef, yani en azından çekirdek enflasyonu en, en, en kısa zamanda yavaşlatacağız, sonrası Allah kerim! Zaten çekirdeği hesaplamak da sepeti ayarlamak da basit. Çünkü gıda yok enerji yok. Sahi bunlar olmayınca kim buna enflasyon diyor? Yalnız Merkez Bankası. Devam edelim: Bu bir hedef, "çekirdeği yavaşlatacağız" diyor ama “görüyoruz” diye bitiriyor. Yani öngörü. Öngörü hedef iç içe, patatesli kaşarlı gözleme, patatesli desen başın ağrımaz, kaşarlı desen pek tutar, yediriyorlar işte. Afiyet olsun…

  • Normalde öngörülerle hedeflerin örtüşmesi pek görülmez. Öyle ya öngörü gerçekçilikle ilgilidir: dersiniz ki; “bu senenin sonunda küresel girdi maliyetleri (hammadde, enerji, emtia) rekor kıracağından bunun yansıması çok kuvvetli olacak (öngörü) ama alacağımız iktisadi (parasal genişlemenin yönü, kredi erteleme, faizsiz kredi vb.) ve mali ( vergi, borç, transfer, sübvansiyon gibi enstrümanlar) tedbirlerle bu etkiyi en aza indirip üretimin sekteye uğramasına izin verilmeyecektir.(hedef)"

Bu ayrım bile gözetilmiyor. Ortaya karışık; öngörü, hedef, yaz gitsin…



İktisat sosyal bilimdir. Tabi matematiği kullanacağız ama laf olsun torba dolsun diye değil yerli yerinde, gerektiğinde. Böyle durumlarda sayısal öngörü ve hedeflerden önce hiç değilse sözel öngörü ve hedefler belirleyin ama gerçekten kopmayın lütfen. Çünkü o zaman, kontrol etmek için ya da karşılaştırma için elde sadece rakamlar kalıyor.


Teknokonomik terim kullanımı önemli!


Bu tabir var mı inanın bilmiyorum, ben böyle demek istedim ama anlatmak istediği şeyi anlatan sözcükler iktisat literatüründe yer alır mutlaka. Teknik terimin ötesinde bir karşılığı vardır şu kullanımların: Fiziksel ya da kimyasal (biyolojik de olabilir neden olmasın) olaylar ve bu olaylara dair nesneler için üretilmiş sözcüklerin iktisadi durum, olay ve kavramları anlatmak üzere kullanılması ( örn: bir iktisadi olayın tampon olması) ya da bu alana ait sözcüklerle bir arada kullanarak yeni kavramlar türetmek (fiyat kırmak, kur çıpası gibi). Bu saydığım türden sözcük türetme, pek çok bilim dalında kavramlaştırmada kullanılan bir yöntemdir. Teknokonomik, benim iktisat alanında buna verdiğim isimdir ama dediğim gibi farklı isimler verilmiştir tarihte.

Söz konusu raporlarda teknokonomik sözcük kullanımı neden önemli? Birkaç etken sıralayabiliriz bunun için.


1- Bir kere bu türden bir kullanım oldukça yaygındır. Dünya İktisat yazınında görülür ve ilk bölümde izahına çalıştığım, Merkez Bankası işleyişinin ideal versiyonunda da kullanılabilir, çok da güzel olur ama gerçeklerden kopup bağımsızlıktan uzak, talimatla iş gören bir karar vericinin (!) raporunda teknokonomik ifadeler bir şey(ler)i , örtmek, gölgelemek amacıyla kullanılabilir.


2- Açıklamaktan imtina edilen ya da gizlenen şeyin ne olduğu düz bir metinde daha çok merak edilir. Bu biçimde yapılacak bir manevra farklı anlatım biçimi görüntüsüyle ilgiyi başka yöne çekebilir.


3- Yöntem benimsetilir ya da zorlanırsa bu tür sözcüklerin kullanımı dolayısıyla bu biçimin yoğunluğu artırılarak hem ilk iki maddede belirtilen amaçların devamı sağlanır hem de gerçeklerden kopuşa daha müsait şartlar sunduğundan farklı dönem raporlarının kıyaslanması, gerçekleşmelerin kontrolü gibi hususların hayata geçirilmesi zorlaşır.


Fatih Namlı

Kasım, 2021- Ankara

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page