top of page

Vergi

Bazen politikalar birbiriyle çelişir. Bir amaca ulaşmak istediğinde, belirlediğin politika sepetinde para ve maliye politikası bile birbiriyle çelişebilir. Mühim olan, erken tedbir alabilmektir. Ne yapacağını bilen olmak, seçeneklerin farkında olmak, uygulayabilmek… Mesela şimdi, şöyle bir durum var değil mi: Enflasyon; yani fiyatlar sürekli biçimde artıyor, maliyetler artıyor, bu gelecek fiyat beklentilerini ve öngörülerini de artırıyor. Dolayısıyla enflasyonun kronik hale gelmesi hatta "hiperenflasyon" tartışılıyor. Fiyatlar sürekli artınca en önemli maliyet kalemlerinden biri olan akaryakıt fiyatlarına bir bakalım istedim. Buradan hareketle yazının konusu olan “politika çelişkisi” meselesine eğileceğiz.


Şu an hedefimiz ne: enflasyonu düşürmek, bunun için ne yapmalıyız devlet olarak; elli yıl önce otuz yıl önce ne yapmak gerekiyordu ise yine onu: kamu fiyatlarını aşağı çekmek. “Ortada kamu malı mı kaldı” derseniz; (kamunun ürettiği mal ve hizmet anlamında) haklısınız ama yine de bu yapılabilir. Fakat bunun ikinci yolu daha önemli: fiyatları vergi yoluyla düşürebiliriz. İşte çelişkiyi burada görüyorlar; yani, devlet gelirlerini artırma (ya da kaybetmeme) amacıyla enflasyonu düşürme amacı (hedefi) çelişiyor. Bu konuya böylesine sığ bir gözlemle bakılamaz, analiz etmek gerekir. Şöyle ki; enflasyon fiyatlarla ilgilidir ve fiyatların sürekli biçimde yükselmesini anlatır ve ekonomide önüne geçilmesi gereken en önemli tehlikedir, dolayısıyla birincil nitelikte bir amaçtır onu kontrol altına almak ve düşürmek. Bu doğrultuda içine vergi ayarlamalarını da koyabileceğimiz fiyat düzenlemeleriyle gelir kaybetmeden fiyatları kontrol etmek, (aslında belli bir noktadan sonra bu sadece kontrol ediyormuş gibi görünmek anlamına gelir ve Türkiye tam da bu noktadadır), vergi hasılatı düşse de enflasyonu düşürme hedefinin karşısına konabilecek bir amaç olamaz. Yani bunlar terazinin kefelerine konsa, enflasyon hedefinin ağır basacağı ortadadır. Ayrıca istenirse toplam vergi hasılatını düşürmeyecek yollar bulunabilir. Temel hedefiniz, enflasyonu düşürmek olur, bu hedefe yönelik maliye ve para politikalarınız olur ve birbirleriyle de çelişmemiş olur.(hedef aynı ya) Şimdi gelelim detaya.


Uygun maliye politikasıyla fiyatları durdurursunuz ama uzun vadede fiyatlar yükseliş eğilimini sürdürür. Çünkü içsel ve dışsal bazı sıkıntılarınız vardır. Yani, üretim yetersizdir, kur yüksektir, dış ticaret hadleri bozulmuştur, içeride ekonomiyi dengeye getirecek bir iç düzen ortamı ve dışarıda ekonomik altyapıyı destekleyecek doğru iktisadi ilişkiler ağı kurulamamaktadır. Ayrıca içeride yatırım ortamını iyileştirecek düzenlemeler, dışarıda yine yatırımı destekleyecek anlaşmalar yapılamamaktadır. Orta ve uzun vadede doğru iktisat politikalarıyla ulaşılacak öncü hedefler ve diğer politika unsurları (üretimin artırılması, dış politika kazanımları, geleceğe dönük kârlı anlaşmalar vs. ) yoluyla ve yine süregelen maliye politikası desteğiyle fiyatlar, dolayısıyla enflasyon kontrol altına alınır.

Örnek: Devlet, başta akaryakıt olmak üzere enerji fiyatlamasında akılcı vergi düzenlemeleri yaparsa, (bu ayrıca bir incelemeye tabidir ama) kabaca;


1- Akaryakıtta vergi oranları düşürülerek ve istasyon payları yeniden düzenlenerek;


2- Elektrikte vergi payları düşürülerek ve devletleştirme politikalarıyla (peyderpey) özel sektör payları küçültülerek,

3- Yenilenebilir enerjide, her yenilenebilir enerji türünün dışsal etkilerini doğru analiz etmek şartıyla; vergi teşvikleri başta olmak üzere üretimin ve kullanımın özendirilmesi ile birlikte yenilenebilir enerji pazar payı ve cazibesi artırılarak,

akılcı bir politika izlenmiş olur.


Birinci maddeye geri dönelim: akaryakıtta vergi oranları düşürülmeli ve istasyon payları yeniden düzenlenmeli” dedik. Bu neyi sağlayacak? Akaryakıt, kesinlikle en büyük maliyet kalemlerinden biri, hem üretimde hem diğer aşamalarda ama daha çok satış maliyetini artırıyor akaryakıt zamları. Burada kurun ve uluslararası petrol fiyatlarının artması elbette temel sorun ve biz buna çare olarak içeride üretimi artıramıyoruz. Öyleyse fiyatları kontrol etmek için tek çare elimizde, vergi. Peki bunun önü ne sonu ne? Bir uçta fiyatın % 99 küsurunun vergi olması var diğer uçta vergiden vazgeçmek. Bu denendi. ÖTV’den vazgeçildi bir dönem, KDV’den de vazgeçilebilir ama burası en uç nokta. (bu kısımlar afaki, teorik, ütopik ne derseniz artık ama fikir verir, beyin jimnastiği yaptırır, zamanı gelir, ürettiğiniz bilgi kullandığınız araç olur.) O en uç nokta üzerinden bir senaryo kurduğumuzda;


Hiç vergi almadığımız akaryakıt fiyatı düşük olacaktır ve enflasyonu düşürecektir, zincir etkisi de sağlanacaktır ve düşük enflasyonda vergi düzenlemesiyle fiyatları ayarlamak daha kolay olacaktır. Yukarıda değindiğimiz üzere doğru iktisat politikaları ve iyi anlaşmaları da sisteme dahil edersek uzun vadede hatta orta vadede fiyatları dengeye getirmek mümkün olacaktır. Son olarak;


dedim ya bu uç nokta; vergiden tümüyle vazgeçmeden de yapılabilir ama düşürmek şart. Şöyle ki, akaryakıtta vergi oranları, genel itibarıyla düşürülür ama artan oranlı (kişiye gelire göre) harcama vergisinin alt yapısı ve işleyişi oluşturularak bu vergi azalışı telafi edilebilir, vergi adaleti de bir ölçüde tesis edilmiş olur.

Fatih Namlı

Ankara, 2022

Oluşturma: Ocak 2022, güncelleme: Mart 2022

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
#TURP RAPORU#

Farzettin düşüncelidir. Efendisinin üstüne gelen siyasi rakiplerine cevap yetiştirmek için yeni şeyler bulması istenmiştir. “buldum!” ...

 
 
 
KARAKONOMİK HİKAYELER

Gayeli Hanım Veda Ediyor!   Başkanlık binası, hiç olmadığı kadar gürültülü idi.  Dedikodu alabildiğine; kedi-köpek sesinden, makine...

 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page