Karakonomik Hikayeler
- Fatih Namlı
- 10 Nis 2024
- 3 dakikada okunur
Kuru Temizleme
Gayeli hanımın kafası karışık, kızgınlığı ses tonuna yansımış, gerginliği adeta odanın duvarlarına sinmiştir.
- Şu suyu değiştirin!
- Başüstüne Hanımım
- Çiçeklere su verdin mi?
- Evet!
- Halılar, perdeler, koltuklar, kanepeler…
- Hepsi tamam efendim
- Bak bi seni değiştirmedim, ayağını denk al!
- Tabii hanımım.
- Kurul toplandı mı?
- Hı?
- Dur, onu sana sormayacaktım.
- Durağbal Bey’i çağırın bana.
(kendi kendine) Bu adamın da ne biçim ismi var böyle, Durali’yi duyduk da Durağbal da nedir kardeşim.
Durağbal Bey içeri girer. Yıllar önce az daha Başkan olacakken dur denip tenzili rütbe ile daire başkanlığına getirilen Durağbal Bey, kendisine yapılan haksızlığın yarattığı hüznü hâlâ üzerinden atamamıştır.
- Evet, Durağbal Bey buyrun.
- Sizi dinliyorum Başkanım, buyrun.
- Bugün Kurul var biliyorsunuz, ne hazırlık yaptık.
- Efendim! Arap Emirliklerinden hurma ve kadayıf, Katar’dan cevizli muska getirttik, baklavayı ayıp olmasın diye bizim Antepli ustalara yaptırdık.
- Ya nedir bu aymazlık Durağbal Bey, kadayıfla baklavayla olacak iş mi bu?
- Şey efendim, tabii aylık enflasyon, kur, cari denge takipleri, karşılaştırmalı analizler ve küresel ekonomi rapor özetleri de masada…
- Ya onu mu diyorum ben, Amerika’dan New York usulü çikolata şelalesi gelecekti, sipariş edin talimatı vermiştim, gelmedi mi?
- Bize böyle bir talimat iletilmedi efendim.
- Tüh ya!
- Şelalesiz çikolata olsa olmaz mı, şu köşedeki pastaneden yaptırıyım bi iki kutu
- Olur mu ya öyle kuru kuru, akması lazım gürül gürül.
…… (Durağbal Bey içinden) Kuru, kuru kuru mu konuşacağız diyo resmen kadın
- Durağbal Bey siz gidin kurulu toplayın, hazırlıklarla ilgilenin, tam vaktinde başlayalım toplantıya.
- Peki efendim.
Gayeli Hanım, üzülmüştür ama bunu atlatıp işine odaklanması gerektiğini anlayacaktır. Özel Kalem Müdürünü çağırır.
- Kalem Bey aman Kadem Bey, bugün için hiçbir görüşmemiz olmayacak, tamamen Kurula odaklanacağız, toplantı sonrası da açıklamalar, rapor filan gece yarısına kadar buradayız, okey?
- Okey efendim!
- Ha! Kuru temizlemeci elbisemi getirdi mi?
- Bilmiyorum efendim, Sekreter Hanım’a soralım.
- Hadi biraz hızlı… Kuru da böyle hızlı hızlı düşürürüz inşallah.
(kendi kendine) Gerçi düşüreceğiz mi düşürmeyeceğiz mi onu da anlamadım ya! Ne menem bi kurmuş arkadaş, indirsen bir türlü, indirmesen bir türlü. En iyisi kuru temizleme. He he bunu Kurula sunsam mı acaba güzel espri. Aslında tam espri de değil. Gerçekten kuru temizlesek, ortadan kaldırsak, uğraşmayız bu kadar.
Kurul Toplantısı
- Durağbal Bey, dosyalar hazır, projeksiyon hazır, geçen ayki raporumuzu yansıtalım ve aylık gerçekleşmeleri de hemen arkasından hazırlayalım.
- Tabii efendim.
- Evet arkadaşlar, hepiniz hoş geldiniz, toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum.
Durağbal Bey’e eğilerek “ hayırlı deyince aklıma geldi, tahinli tatlı aldırdım, tahin akıyo böyle, şelale gibi. Hem yerli ve milli konsepti değil mi (doğrulur, boğazını temizler) onu unutmayalım.
Bir kurul üyesi geç kalmıştır. Gayeli Hanım sinirlenir:
- Olur mu canım öyle şey, beni taa Amerikalardan çağırdılar, tam vaktinde yetişmiştim ilk toplantıya, bu nedir? Aynı binanın içinde geç kalmak…
Durağbal Bey cevap verir:
- Aynı binadan değil efendim, Sabit Bey, geç kalan arkadaşımız, siz “ Sabit Bey, sabit durmayın” diyerek her gün bankaları dolaşmakla görevlendirdiniz.
- Haa öyle mi? Canım kurul günü gitmeseymiş o da, azıcık inisiyatif di mi?
- O pek olmaz bizim burda.
- Ne olmaz, anlamadım?
- İnisiyatif dediniz ya, o pek olmaz.
- Amaaaann, ne diyosun be adam, insiyatif…. Kadayıf diyodun, Arap Emirliklerinden, hadi onla başlayalım servise...
İster misin Durağbal Bey, tepsinin altına dolarları dizmiş olsunlar, jest olsun diye, filmlerde olur ya, hadi inşallah!
Yorumlar